Mermer Adam - Jean Christophe Grange

 Uzun bir süredir odaklanma sorunu yaşıyordum kitap okuma konusunda. Birçok kitap ne kadar sürükleyici olursa olsun yarıda bıraktım ya da çok nadir bitirebildim. Eskiye dönmem, tekrar kitap okuyabilmem gerektiğini hissettim. Beni kitap okumaya alıştıran yazar Jean Chrsitophe Grange'dı. Onun 2021'de çıkan Küllerin Günü kitabını okumuştum birkaç ay önce. Ama diğer kitapları kadar sevmemiştim. Bir yorum gelmişti bana, belki de eskiden sevdiğin yazar şimdi ilgini çekmiyordur diye. Neden bilmiyorum ama bu düşünce beni rahatsız etti. Şimdi Grange'ı ben lise yıllarımda okuyordum, neredeyse on sene önce. Bu yüzden kitapları hakkında çok sağlam olduklarını hatırlıyor ama kitap içeriklerini çok hatırlamıyordum. İki sene önce yine bir kitap çıkarmış Mermer Adam diye. Ona da bir şans vermek istedim ve ilk sayfalarında işte bu! dedim, işte Jean-Christophe Grange! Kesinlikle onu çok sevmemin bir nedeni vardı. Ve şimdi tekrar kitap okuma hevesimin arttığını hissediyorum. Bu benim için önemli bir şey, bu beni ben yapan bir şey. Sanki kitaplar olmadan Zeynep olamaz gibi. Kayıp bir Zeynep olur gibi. Her neyse daha fazla uzatmadan kitaptan bahsedeyim size. 


Mermer Adam



Jean-Christophe Grangé'nin "Mermer Adam" (orijinal adı Les Promises) adlı 2021 tarihli romanı, Nazi Almanyası'nın karanlık atmosferinde geçen bir polisiye gerilimdir. Kitap, 1939 Berlin'inde, Nazi rejiminin baskısı altındaki bir dönemde geçer. Hikâyenin merkezinde Gestapo subayı Franz Beewen, psikiyatr Simon Kraus ve aristokrat doktor Minna von Hassel bulunuyor. Bu üç karakter, üst düzey Nazi yetkililerinin eşlerine karşı işlenen vahşi cinayetleri çözmeye çalışırken, karmaşık geçmişleri ve Nazi rejimi ile olan ilişkileri de derinlemesine inceleniyor. Kitabın arka sayfası:



Simon rüyaların karmaşıklığına, onların imgelem ve oluşum gücüne hayrandı.Rüyaların bu karmaşıklığı size kendiniz ve dünya hakkında her şeyi anlatıyordu. Kendi teorisi şuydu: Gece, sansürlerinden ve korkularından kurtulan beyin gerçeği olduğu gibi görebiliyor ve eşi benzeri olmayan bir berraklığa kavuşuyordu. Bu anlamda rüyalar bir tür kahindi: Kırılgan korunma duvarımızı aşarak her zaman en kötüyü görürlerdi.

(Syf: 14)

Kitap 603 sayfa. Romanın psikolojik yönü oldukça dikkat çekici. Simon Kraus, hem rejimden nefret eden hem de hasta olan zengin kadınları şantajla kullanan bir psikiyatr. Minna von Hassel ise Nazi ideolojisine karşı olan, ancak yine de deneyler yaparak hastalarına yardım etmeye çalışan bir doktor. Franz Beewen, ise aralarında en ilginciydi bence. Gestapo’da görev yaparak geçmişinin acılarını telafi etmeye çalışan karmaşık bir karakterdir​. 

Roman, Nazi ideolojisinin bireyler üzerindeki etkisini ve bu karanlık dönemde insan doğasının sınırlarını sorgulatıyor. Kitap, Grangé’nin imzası haline gelen gerilim dolu anlatımıyla tarihî gerçekleri de kurgusuna başarıyla ekler. Mermer Adam, okuyucuyu yalnızca bir suç hikâyesinin içine çekmekle kalmaz, aynı zamanda tarihî ve etik sorulara da derinlemesine bir bakış sunuyor.

Kitabı öneriyor muyum? Benim için 4,5/5lik kitaptı. Son 100 sayfa ne kadar heyecanlı olursa olsun biraz sıkıldım. Bazı yerler gereksiz uzatılmış gibi geldi, onun dışında sıkıntısı yok. Kitap birçok tarihi olayı kapsıyor ve klasik bir Jean Christophe Grange kitabı olarak çok fazla şiddet içeriyor. Eğer bunlar sizin için sorun değil ve polisiye kitap seviyorsanız mutlaka okumalısınız.


Alıntılar

Kocalarının katılığına karşın yumuşak, kocalarının donukluğuna karşın güler yüzlü, kocalarının ağırlığına rağmen uçarı kadınlar. Kelimenin tam anlamıyla kadınlar hayatı, erkekler ölümü temsil ediyordu.

(Syf: 23)

Her şeye karışan ve "haute couture"ü Yahudilerin sayısız komplolarından biri olarak gören Hitler, Almanların geleneksel iğrenç kıyafetler ile örme giysiler giymeye teşvik ediyordu. Çek Cumhuriyeti'ne, Fransa'ya ya da Rusya'ya saldırabilirdi ama kadınlara söz geçiremezdi. Berlinli hiçbir kadın bir Dirndl (Özellikle Bavyeralı kadınların giydiği üstü dar, altı geniş geleneksel bir elbise) giymeyi kabul etmezdi.

Syf: 25

İktidarı sandıkta ele geçirmek gerekiyordu, copla ya da silahla değil.

Syf: 50

Bu adamlar kendilerine bir çoban bulmuştu; karanlık, aptal ve tehlikeli bir sürü oluşturmuş, meleyerek onu takip ediyorlardı...

Syf: 102

-Freud'un ne dediğini biliyor musun? "Şiddet kelime dağarcığı eksikliğinden kaynaklanır." 

Syf: 136

Eskiden, kötü adamlar parmaklıkların ardındaydı ve iyi insanlar onları gözetim altında tutuyordu. Şimdi ise tam tersi söz konusu.

Syf: 221

"İnsan depresyonda olduğunda, zihniniz tüm beyninizi dolduracak kadar büyüyen ayrıntılara takılır."

Syf: 556

2 Yorum

  1. grange okumayı bıraktım, ilk dört beş romandan sonrasını sevmedim :) suç, gerilim türünün hafif örneklerinden bu yazar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabını sağlam buldum ben, ilk kitaplarını aratmıyor :)

      Sil