Antalya'da tatil serime devam ediyorum. Antalya'da gezmiş olduğum tüm yerleri ve tatil serimin önceki yazılarını görmek isterseniz: Antalya Gezi Yazılarım. Bu gönderimde Çıralı ve Çıralı'da kaldığımız kamp alanından bahsedeceğim. Ayrıca önceden paylaşmış olup sonra sildiğim Olimpos resimlerini ve o zamana ait birkaç anıyı da sona ekledim!
Tüm gezimizin başı aslında Kemer ilçesinde bulunan Çıralı'da kamp yapma fikriyle başladı. Ben Olimpos'a tekrar gidelim istiyordum ama sevgilim farklı yer deneyelim deyince buraya gelmeye karar verdik. Aslında çok umutlu değildim ama Çıralı'nın o izole edilmiş, sanki gerçek hayattan uzakta gibi duran ve tam anlamıyla 'cozy' mahallesinden geçerken ön yargılı davranmış olduğumu fark ettim. Gelin size Çıralı'yı tanıtayım.
Çıralı, Olimpos’un hemen yanında yer alan ve daha sakin bir atmosfere sahip olan küçük bir sahil köyüdür. Çıralı Plajı, yaklaşık 3,5 kilometrelik uzunluğa sahip geniş ve temiz bir plajdır. Bu plaj da Olimpos gibi caretta caretta deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanlarından biridir, bu nedenle gece belirli saatlerde plaj kapalı olabiliyor.
Biz görmemiş olsak da -çünkü böyle bir şey olduğundan haberimiz yoktu- buraya giderseniz mutlaka Çıralı'nın en dikkat çekici özelliklerinden biri olan Yanartaş'ı görün. Yanartaş, doğal gaz sızıntıları nedeniyle yüzyıllardır yanmaya devam eden küçük alevlerdir. Gece yürüyüşü yaparak bu doğal harikayı görmek, Çıralı'da yapılması gereken en popüler aktivitelerden biriymiş.
Çıralı, sakinliği ve doğal güzellikleri ile özellikle dinlendirici bir tatil arayanlar için ideal. Biz burada denize de girmedik, zaten akşam kamp alanına gittik, gece köyde ve deniz kenarında vakit geçirip sabah erkenden buradan ayrıldık. Aslında bir gün daha kalmak isterdim ama yaptığımız bazı hatalardan dolayı kamp için çok hazırlıklı gelmemiş olduğumuzu fark ettik, en azından uzun süre için.
Köy aşırı cozy. Aradığınız her şeye ulaşabilirsiniz. Hediyelik dükkanlar, restoranlar, publar... Biz burada sevgilimle birer bira yudumladık ve oradan sahile geçtik. Benim için asıl can alıcı nokta sahildi.
Çıraklı'da çok büyüleyici bir gece geçirdim. Çünkü sahilde caretta carettalar olduğu için etrafında ışık olmuyor ve insanların denize yaklaşması yasak olmasına karşın bugün denizin belli kısmı açıktı. Kalabalıktı açıkçası, bu bir tık rahatsız etti beni fakat yine de bu gece çok özeldi. Çünkü ayı hiçbir zaman bu kadar parlak görmemiştim. Sanki sahilin etrafındaki restoranların ışığı burayı parlatıyormuş gibi ama ışık tamamen aya aitti.
Ben aslında Olimpos'a gitmek istiyordum önceden dediğim gibi. Bunun en büyük nedeni ise 2018'de oraya gittiğimde milyonlarca yıldız parıl parıl parıldıyordu. Sevgilimin dediğine göre aslında burası da parlıyormuş ama bugün biraz şansız olduğum için yıldızlar gözükmüyordu bulutlu olduğu için. Ama işte, karşımda dolunay ve onun sahilin tamamını aydınlatan ışığı...
Çıralı'da kaldığımız ve çok beğendiğim kamp alanından bahsetmek istiyorum. Çok nadir iyi bir kamp alanına rastlıyorum. Benim için temizlik çok önemli ama maalesef ülkemizde çok para vererek bile girdiğin kamp alanlarında hijyen problemi yaşayabiliyoruz.
Burada oldukça güler yüzlü bir şekilde karşılandık. Lavaboları, duşları oldukça temizdi. Burada çadır kiraladık. Çadır da oldukça temizdi. Denize ve köye çok yakın. Buradaki tek sorun küçük bir alan ve çok fazla çadır konulmuş bu da çadırların dip dibe olması gibi eksi bir özelliği ortaya çıkarmış. Biz şanslıyız ki bizim çadırımızın etrafında, yani yakınında kimse yoktu. Çok rahat bir gece geçirdik.
Benim için en önemli şey böyle yerlerde hijyen. Buna özen gösterilmiş olmasına sevindim. Etrafımızdaki çadırlar dolu olsaydı biraz rahatsız edici olabilirdi.
Milyonlarca parıldayan yıldızların altında ve ufka uzanan sakin denizin tanrıların dokunuşlarıyla beslenmiş kıyısında sevgilimle biramı yudumlamak... Başka ne bu kadar huzur verebilirdi ki?
Tam olarak bu değildi giriş paragrafım ama buna yakındı. İlk blog gönderimin ilk paragrafı. Silindiğine en çok pişman olduğum gönderim. Ama burada onu bir tık canlandırmaya çalışacağım. Olimpos, ailemden ayrı geçirdiğim ilk tatilimdi ve unutamayacağım en mutlu anlarımdandı.
Orada beni en çok etkileyen şey yıldızlardı tabii ki ama çok farklı bir şey vardı. Güneşin aydınlattığı o mükemmel yer geceleri çok farklı bir hal alıyor, sanki korku filmi sahnesine dönüşüyordu. Şimdi burada biz ağaç evde kalmıştık. Olimpos öyle bir yer. Ağaç evler ve cozy barlar bulunan bir cadde. Sahile gitmek için de müze kartıyla güvenlik alanından geçiş yapıyoruz. Ondan sonraki manzara şahane. Nehir ve nehirin az ilerisinde antik kalıntılar. Antik kalıntının ne olduğunu aşağıdaki resimlerden okuyabilirsiniz. Antik kenti de geçince o nehir önce küçük bir göle sonra denize dönüşüyor. Ah işte cennetin karşılığı olabilecek bir görüntü. Fakat bu görüntü... Gece o güvenlikten geçtikten sonra korkunç! Çünkü hiçbir ışık yok, biz mayıs ayında gittiğimiz için hiçbir insan da yoktu, sadece garip hayvan sesleri, rüzgar esintileri ve kendini sanki ormanda kaybolmuş hissi veren yandaki nehir... Bu görüntü sahile çıkana kadar... Ondan sonra korku filminde bir yaratıktan tamamen kurtulduğunu hissettiğin andaki rahatlamayı sağlayacak olan bir görüntüyle karşılaşmıştık. Milyonlarca yıldız ve sakin deniz... Ayrıca buna eşlik eden bir grup genç sadece yuvarlak şekilde oturmuşlar ateş başında şarkı söylüyorlardı. İnanın bugün hissettiğimi size anlatamam. Hayatımın en güzel anlarındandı...
olimpos ve çıralı ülkemizin en güzel köşesi :) yüzmek dalmak filan işte :)
YanıtlaSilValla öyle, gittiğim en iyi yerlerdi benim için :)
SilPazartesi Pazartesi de hani ofiste masanın başında bakılası fotoğraflar değildi bunlar ya neyse...ceketimi alıp sokaklara fırlayasım geldi :-) Hiç bilmediğim gitmediğim yerler, ne de güzelmiş.
YanıtlaSilUmarım buraları ziyaret etme fırsatını yakalarsınız. Özellikle Olimpos, Türkiye'de herkesin görmesi gereken bir yer diye düşünüyorum. :)
Sil