Herkese merhaba. Sıradaki mitimizde umutsuz ve saplantılı aşıklar olan Echo ve Narcissus'un trajik hikayesinden bahsedeceğim. Diğer mitlerden bağımsız olduğu için serinin önceki yazılarını okumanıza gerek yok. Sadece bu miti daha iyi anlayabilmek için Nimflerin (nymph) ne olduğuyla ilgili detaylı yazıma bakabilirsiniz. Bir önceki yazımda bahsetmiştim. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bu arada tüm mitleri bir araya toplayıp sitemde yeni bir sayfa açtım. Biliyorsunuz benim edebiyatta mitoloji alanı en sevdiğimdir. Bu yüzden kitap önerilerinden sonra muhtemelen en çok hakkında yazacağım şey mitoloji olacaktır. Yunan mitolojisi bittikten sonra Türk mitolojisine geçeceğim. Neyse demem o ki artık tüm mitolojik yazılarıma şuracıktan çok rahat bir şekilde ulaşabileceksiniz (yani sayfanın üst kısmında bulunan Kategori > Edebiyat > Mitoloji kısmından).
Echo ve Narcissus
Echo bir dağ nimfidir. En yakın arkadaşı avcılık tanrısı olan Artemis'tir. Echo çok eğlenceli, arkadaş canlısı ve konuşkandır. Arkadaşlarıyla ve kız kardeşleriyleyken hiç susmaz, gevezedir yani. Ama kimse bundan şikayetçi değildir çünkü onunla birlikteyken çok eğlenirler ve onu herkes çok sever.
Diğer nimflerden biri tanrıların kralı Zeus ile bir aşk ilişkisi içerisindedir. Çift genellikle Hera'nın kıskanç gözlerinden uzak, ormanda gizli bir koruda buluşurlar. Echo bu durumun farkında değildir ama arkadaşları ondan bahçeyi gözetmesini isteyince onları kıramaz. Onlara hiç neden gözetlemesi gerektiğini bile sormaz. Tek görevi Hera'yı görürse onu korudan uzak tutmaktı.
Hera, kocasının başka bir nimfle beraber olduğunu öğrenir öğrenmez hangi nimfin kocasını baştan çıkarttığını öğrenmeye çalışır. Hera ormana girdiğinde bir grup ağacın gölgesinde Echo'nun uzandığını görür. Echo, Hera'yı görür görmez onunla hemen sohbete başlar ve onu oyalamaya çalışır. Bu sırada Zeus ve gizli aşkı Hera'nın sesini duyarlar ve oradan hemen uzaklaşırlar.
Hera koruya girmek için ısrar ve en son artık Echo onu tutamayınca Hera koruya girer ama kocasının çoktan gitmiş olduğunu görür. Bunun üzerine çok sinirlenen Hera acayip kızar ve Echo'ya ceza vermeye karar verir. Yüksek ve tiz bir sesle ona şöyle der: "Geveleyip durman başını yaktı ve cezalandırılacaksın! Bundan böyle söyleyebileceğin tek şey sana söylenenden ne fazla ne az olacak!".
Echo çok üzülür. Hera'yı kesinlikle kızdırmak istememiştir, sadece arkadaşlarının isteğini yerine getirmek istemiştir halbuki. Cezası karşısındaki ne derse onu tekrarlamasıdır. Yani sadece ona söyleneni tekrar edebilecek, başka hiçbir şey diyemecekti. Konuşmayı çok seven biri olarak onun için katlanılmaz bir cezaydı. Büyük bir mutsuzlukla korudan ayrılır.
Kafası karışmış bir şekilde yürürken bir süre sonra kendini güzel bir göletin yanında bulur. Orada daha önce hiç görmediği çok yakışıklı biri oturmaktadır. Onunla konuşmak ister ama cezası yüzünden yanına gidemez. Umutsuzca bir ağacın arkasına gizlenerek onu izlemeye koyulur.
Narcissus isimli bu kişi inanılmaz yakışıklıdır ve gören ona hemen aşık oluverir. Uzun ve doğuştan güçlü bir yapısı vardır. Kıvırcık saçları biçimli ve zarif yüzünü çerçeveleyecek şekilde kesilmiştir. Fakat Narcissus kendini hiç görememiştir bu yüzden neden çevresinden çok ilgi gördüğünü anlayamıyordu. Aslında tüm bu ilgiden sıkılmış ve yalnız kalmak istemiştir. Bu yüzden ormanın içinde yürüyüşe çıkmış ve bu gölette su içmek için durmuştur. Fakat gölete doğru su içmek için eğildiğinde suyun yüzeyinde dünyanın en güzel yüzünün kendisine baktığını görür. Suya dokunduğunda yüzün bulanıklaşıp kaybolduğunu görür. Bu yüzün kaybolmuş olmasına çok üzülen Narcissus çok üzülür ve ağlamaya başlar. Tekrar suya bakar, yüzü görür ama bu sefer çok üzgün bakmaktadır. Bu yüzden sudaki bu kişi için çok üzülür. Karşısındakinin üzüntüsünü almak için ona dokunmaya çalışır ama yine ortadan kaybolur.
Aniden arkasındaki çalılıklardan bir ses duyar. Echo'nun orada onun ilgisini çekmek için doğru zamanı arayıp, saklandığını bilmiyordur. Narcissus kim var orada diye seslenir. Aldığı cevapsa aynıdır. Echo her söylenileni tekrar etmekten utanır, görünmemeye karar verir ve gizlendiği yerde kalır. Narcissus da dikkatini tekrar suya verir.
Çoook uzunca süre bu böyle devam eder. Narcissus göldeki yansımasına, tıpkı Echo'nun da ona bağlandığı gibi bağlanır. Zaman geçtikçe aşıklar uyumayı, yemeyi, içmeği unuturlar. Narcissus bir süre sonra sudaki kişinin incelmeye başladığını ve yorgun baktığını fark eder. En sonunda Narcissus: "Sevgilim, neden beni görmezden geliyorsun? Senin için öldüğümü görmüyor musun?" diye bağırır. Kendini yiyip bitiren üzüntüden dolayı su kenarında ölür.
Tanrılar onun ölümüne acır ve onu "Narcissus" adında bir çiçeğe çevirirler. Echo'nun gözleri önünde Narcissus ölmüş ve çiçeğe dönmüştür. Echo'da ağlayarak üzüntüden oracıkta ölüverir.
***
IG: @kayipfisilti
Tüm mitolojik yazılar ve Yunan mitolojisi
0 Yorum