Neden bilmiyorum ama sanki baharı bu denli sevinçle karşılamak, onu korkutup kaçıracakmış gibi hissettiriyor. Bu sefer kış çok soğuk ve uzun geçtiğinden mi böyle bilmiyorum. Burada, yani Konya'da iki haftadır her gün on - on beş dakika kadar kar yağdı. Ondan öncede günlerce fazlaca yağdı.
Birkaç gündür anca kar bitti, yağmur başladı. Bugün güneşli gibi duruyor. Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftası da baharla ilgili: ‘Baharın gelmesi sizi heyecanlandırır mı? Bu heyecanı tarif edebilir misiniz?'. Sevgili Deep seçmiş konuyu.
Bahar
Söylesin bakalım bana bahar, bu sefer de kışın soldurduğu onca çiçeklerin tekrar açılmasını sağlayabilecek mi, söylesin bakalım korkutup kaçırdığı onca kuşun tekrar ötmesini sağlayabilecek mi. Mona'yı* tekrar gösterecek mi bana. Yapacak tabii. Ama en önemlisi... İnsanların yakıp yıktığı hayalleri tekrar canlandırabilecek mi? Umut getirecek mi?
Yoksa havanın açılmasıyla sonbaharın sisi altında gizlediği onca problemi, kışın kasvetli havayla kararan, gözlerimizin göremediği her şeyi ortaya mı çıkaracak. Belki de gözlerimizi açacak. Aydınlanacak her şey, göreceğiz. Gerçekten göreceğiz. Sadece bakmayacağız, izlemeyeceğiz. Enerji getirecek bize. Hareketleneceğiz.
Çiçeklerin açtığını göreceğiz, ağaçların meyve verdiğini, kuşların öttüğünü. Ve ben Mona'yı tekrar göreceğim. Ve diyeceğiz ki, bahar bizim için uğraşıyor. Bize can getiriyor. Bize gerçekleri gösterecek. Ve biz neden duralım? Her şey bu kadar hızla ilerlerken, biz neden yerimizde duralım? Daha kötüsü geriye sayalım. Hayır, bahar içimizde büyüyecek bu sefer. İçimizde çiçekler açacak, kendimiz olgunlaşıp, büyüyeceğiz. Ve meyve vereceğiz. Çürüyen, solan her şeyi unutacağız ve tekrar canlanacağız.
Bir çiçek alalım. Onunla beraber bu sefer kendimizi de bol bol sulayalım, yetiştirelim, büyütelim. Bu hayatta her şeyin bir amacı olduğunu hatırlayalım. Sonu nereye çıkarsa çıksın. Amacımızı bulalım. O çiçeğe baktığımızda kendimizi görelim. Ve karanlık ruhumuzu yeşertelim. Çiçekler bile konuşur. Ağaçlar bile kökleriyle iletişim halindedir. Susmayalım, bağıralım. Bağıralım ki kendimizle beraber başka canlıları da yeşertelim. Onları da sulayıp, yetiştirelim. Çürümüş köklerinden yok olup gitmeden kurtaralım. Ve onlar da başkasını. Bu böyle sürüp gitsin.
***
*Mona evime gelip giden bir güvercin. Kışın kaybolmuştu, daha sonra ortaya çıktı neyse ki:)
Resimler geçen senelerde çekmiş olduğum yürüyüş yoluma ait.
Bu tarz diğer yazılarımı okumak isterseniz şu sayfalara gözatabilirsiniz: Düşünceler, Ağaç Ev Sohbetleri
Instagram: @kayipfisilti
Hoş gelmiş Mona o halde :) Güzel bir enerji sirkülasyonu başladı her şeyde, ayak uyduralım biz de :)
YanıtlaSilKış böyle haşin geçti ya, bende bir o kadar haşin yani güzel geçecek. Havalar jet hızıyla güzelleşti, mis gibi :)
YanıtlaSilNe güzel bir yazı olmuş :) Hem Mona, hem de bahar hoş geldi. :)
YanıtlaSilah ne güzel senin sözlerin de fotiler de valla duygulu da umutlu da :) ya mona yı hatırlıyorum :) oleey :) bir deee, duygu emanet in son yazısını okusan yaaa :)
YanıtlaSilBahar ancak böyle karşılanır. Mona'yı çok merak ettim ama merakımı yenip sonuna kadar okudum. Çok hoş bir sürpriz oldu Mona, ve yazdıklarınızı taçlandırdı. İlk fotoğraftaki ağaç da çok ilginç. Mutlu baharlar:)
YanıtlaSilBaharı karşılamak için çok güzel bir yazı olmuş. Yazının sonuna gelene kadar Mona neydi ki diye meraktan kıvrandım. Geri dönmesine de çok sevindim :)
YanıtlaSilKış bu sene gecikti ve bayagı uzun sürdü sanki
YanıtlaSilBu sene kendini özlettirdi bahar, heyecanla bekliyoruz, bakalım. Güzel görseller ve yazı için emeğinize sağlık.
YanıtlaSil