Herkese merhaba! Daha önce Ağaç Ev Sohbetleri'nin 134. konusu için yazmıştım aslında ama sonradan beğenmeyerek sildim. Konuyu daha güzel bir şekilde ele almak istedim ve uzunca bir yazı yazdım. Konumuz tam olarak: '21. Yüzyıl dünyaya neler getirdi'. Ağaç Ev Sohbetleri ise bir blog tarafından diğer blog yazarlarının da katılabileceği ve bir fikir alış verişinde bulunabileceği bir etkinlik. Sizin de bir siteniz varsa düşüncelerinizi orada paylaşabilir ya da -yoksa- fikirlerinizi yorumda paylaşabilirsiniz!
21. Yüzyıl da Neler Oldu?💭
21. Yüzyılın henüz başlarında olup daha 22. senesindeyiz. Çok dolu dolu geçiyor yıllar. Fakat kötü olaylar daha ön planda ne yazık ki. Dünya genelinde iklim kriziyle birlikte birçok ve büyük yangınlar geçirdik. Hastalıklar başımızı en çok yakan ve en büyük problemler arasında. Savaşlar başladı, ülkemizde ekonomi çok kötüleşti. Ben hem dünya genelinde ki hem ülkemizde ki en büyük gelişmeleri ve problemleri sıralamak ve onlar hakkında yazmak istiyorum.
1. Teknoloji 📱
Dünya genelinde çoğu insan için iyiye giden nadir şeylerden. Teknoloji sayesinde iletişimin çok daha kolaylaştığı bir gerçek. Facebook, Instagram, Youtube, Spotify... Çoğumuzun zamanını geçirdiği bu uygulamalar, sosyal medyalar hep bu dönemde ortaya çıktı. Şimdi paragrafımın başında çoğu insan için iyiye giden bir şey olduğunu söyledim. Fakat ben bu şekilde düşünmüyorum.
Ben çok daha sade bir hayatı tercih ediyorum her zaman. Bakmayın çok sosyal medyaları kullandığıma elimden geldiğince azaltmaya çalışıyorum ve azaltıyorum da. Sevdiklerimize kolayca ulaşabilmek tabii ki çok güzel bir şey. Fakat bağımlılık derecesindeki uygulamalar -bunların içinde Facebook, Twitter, Instagram'da yer alıyor benim için - bence insan sağlığı için oldukça zararlı.
Kış Rutinim adlı yazımın ikinci maddesinde zaten sosyal medyalarda çok fazla vakit geçirmenin hem zihinsel hem fiziksel açıdan yarar getirmediğini, zarar getirdiğini belirtmiştim. Kim bilir, sadece telefonu yakınımızda tutmak bile bize ne kadar zarar veriyordur. Bunların yanı sıra özellikle genç kesimlere çok yanlış algılar yaratılıyor. Mesela bir iletişim aracı olarak Instagram'ın keşfet'ini ele alayım. Herkes mutlu, güzel/yakışıklı ve zengin gösteriliyor. Sen ne kadar ilgi alanını değiştirsen de yine de bu gözüne sokuluyor ve hayatımız böyle olmalıymış gibi hissettirilmeye çalışıyor.
Reklamlar ve sosyal medya fenomenliği. Reklamlarla başlayayım öncelikle. Reklamlar için telefonumuzdaki tüm kişisel bilgilerimiz alınıyor. Zaten bu yüzden geçen senelerde Whatsapp'ın sözleşmesi olay olmuştu hatırlarsanız. İkiye bölünmüştü ortalık. Bir taraf Whatsapp'ı silip başka uygulamaya geçerken bir tarafsa yeee n'olcak yeee devlet sırrın mı var, önemli biri misin ki diye düşünenler tarafı olmuştu. Açıkçası bu beni rahatsız etmişti. Bir insan neden kendini bu kadar önemsiz görür ki? Devlet sırrımız yok diye, ünlü değilsek diye kişisel bilgilerimizi paylaşmak mı zorundayız? En azından seçme şansı olmalı insanların. Sen önemsemiyorsan kabul et ve kullanmaya devam et. Ben önemsiyorum kendimi, kendi gizliliğimi. Uygulamalarda her saniye başı çıkan reklamlara zaten çok sinir oluyordum bir de böyle bir dayatma çıkartıp insanları bir şeye zorlaması; hatta kendi aralarında tartışma çıkartması daha da sinir bozucu. Reklamların da ayarı kaydı artık. Dediğim gibi sadelik önemli. Reklam olsun, sıkmasın.
Sosyal medya fenomenliği de 21. yüzyılın mesleği oldu. Artık kendi okuduğum bölüm olan İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde ki bir hocam bile okumayın, akıllı olun, sosyal medya fenomeni olun demişti. Ya da hem okuyun hem sosyal medya fenomeni. Para onda demişti. Haklı. Çünkü çıkıyorsunuz saçma sapan hareketler yapıyorsunuz ve para kazanıyorsunuz/kazandırıyorsunuz. İşte bu benim için insanlığın yaptığı en utanç şeylerinden biri. Dikkatinizi çekerim utanç verici diyorum, en kötü davranışlarından biri olduğunu söylemiyorum. İşte bu yüzden diyorum ki; teknoloji insanı çokta iyi etkilemiyor. Aklıyla oynuyor, etkisi altına alıyor ve artık siz sosyal medyalarınızı değil, sosyal medya sizi yönetmeye başlıyor.
2. İklim Krizi 🌨
Geçen sene -ondan önceki sene de olabilir- okuduğum National Geographic dergisinde iklim krizi problemi için şimdiden çözüm üretmeye başlasak bile çok uzun yıllar boyunca iklimi normale döndüremeyeceğimizden bahsediyordu. Çözüm üretildi. Ama uygulayabilen oldukça az. İklim krizinin etkileri çok etkili bir şekilde iki senedir görülüyor. Çocukluğumda yıllarca yaşadığım ve göllerini gezdiğim Ege Bölgesi'ndeki o göller şimdi çok üzücü bir boyutta kurumuş. Kuraklığın yanı sıra dengesiz hava durumları ve bunun beraberinde gelen yangınlar ve doğal afetler... Her şey gözle görülebilir olduğu halde insanların üzerine düşen görevini yaptıklarını düşünmüyorum.
3. Hastalık; Covid-19 🏥İklim krizi etkisini göstermeye başlasa da her insan etkilenmeyebiliyor. Bu yüzden bencilce davranıp gelecek nesilleri düşünmediği için görmezden gelerek devam ediyor. Fakat hastalık; yani Covid-19 tüm insanları etkisi altına aldı. Bu olay da herkesi ikiye böldü. Hastalığın varlığına inananlar ve inanmayanlar; ayrıca insan yapımı olup olmadığı hakkında ki tartışmalar. Ben hastalığın varlığına inansam da çok ciddi olduğuna inanmayanlar arasındayım açıkçası. Bu belki de hastahanelerin, tedavilerin daha gelişmiş olduğuyla ilgili de olabilir.
4. Cehalet 🧠Berbat ekonomi, savaşlar, artan kadın şiddeti ve cinayetler, kızların ne giyip giymediğine karışılmalar, linçlemeler, düşük kalite de eğitim, dinin kullanılması... Bunların hepsi tabii ki cehaletten kaynaklanıyor. İnsanların cahil olarak kalması da zaten bilinçli olarak yapılıyor. Güçlenmek ve sömürmek için kendini "büyük ve güçlü" gören ama zavallıdan başka bir şey olmayan insanlar tarafından.
Benim için 21. yüzyılın getirileri bu şekilde. Kötü şeyler getirdi 21. yüzyıl. Aslında suç yüzyılda değil, tamamen insanlarda. Her şey kötüye gidiyor. Geleceğe karşı umudum kalmadı diyemem ama kaldı da diyemem. Yine de iyi düşünmek isterim. Umarım daha sade bir hayat ya da sade olmasa da yaşanabilir bir hayat diliyorum.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Fikirlerinizi lütfen belirtin.
***
Resimler önceki gönderim olan
Ulu Kış'ta bahsettiğim İncilipark.
gelen yüzyılla iyice dijitalleştik bir sonraki hedefimiz iyice hologramlaşmak belki de ^^
YanıtlaSilBelki de...^^
Silne güzel özetlemişsin. bütün başlıkların doğru. bu durumda demek ki çok da iyi şeyler getirmemiş gibi gözüküyor bu yüzyıl. hepsi bizi etkiliyor. cehalet ve sosyal medya ise herhalde her günkü hayatımızda en etkilileri. bu sohbetin en güzel yazısı senden geldi :) teşekkürler :)
YanıtlaSilÖncelikle beğenmene çok sevindim Deep. Şu ana kadar evet, güzel şeyler getirmedi bu yüzyıl. Ama daha başındayız, belki de bir mucize değişiverir her şey, kim bilir... :)
SilTeknolojinin sevdiğim yanları var ama sevmediğim yanları da var. Mesela akşam olunca mutlaka instagrama bakmadan yatmamam lazım gibi hissediyorum sanki bakmazsam bişey kaçıracağım. Bundan kurtulmaya çalışıyorum. Ama mesela market siparişlerini online verebilmek ve kapımda gelmesi de sevdiğim birşey.
YanıtlaSilSanırım biz dengeyi tutturamıyoruz, asıl sorun burda.
Ah evet, market siparişleri. Onları ben de çok seviyorum. İyi yönleri de var tabii ki. Ama dediğiniz gibi gece yatmadan önce Insta'ya bakma zorunluluğu gibi hisler yaratması üzücü. Teşekkürler yorumunuz için:)
SilSize katılıyorum. Gerçekten de 21. yüzyılın biz insanlara getirdiği iyi bir şey bulmak için çok zorlandım. Sosyal Medya bir iletişim aracı olarak kısmen fayda sağlamış olabilir. Sözgelimi eskiden bir yeri bulmak için elimizde şehir haritaları saatlerce aranır dururduk. Şimdi navigasyon ile dünyanın her bir köşesine kolayca ulaşmak, bulunduğun yeri bir arkadaşına konum atarak bildirmek mümkün. Bununla birlikte teknolojinin verdiği zarar faydasının yanında oldukça az. Reklâmlar yüzünden gereksiz tüketim cazip hale getirildi, sayısı zaten az olan okur üç beş kişi ellerinde cep telefonlarıyla hiçbir faydası olmayan bildirimler atıp zaman tüketiyorlar. Bunlardan başka en nefret ettiğim şeylerden biri de, bayramlarda, cuma ve özel günlerde atılan toplu mesajlar bana çok manyakça geliyor. Telefon etmeyi dahi unuttu millet. İkonlarla haberleşmenin dumanla haberleşmeden daha kötü olduğunu düşünüyorum, en azından troller burnunu sokmuyordu bu işe:)
YanıtlaSilAh evet, haritalar da gerçekten çok yararlı. Toplu mesajlar eskiden beni de rahatsız ederdi ama artık alışmış olmalıyım. Gelen toplu mesajları artık gözüm algılamıyor benim. Cevap da vermem :D Güzel dediniz son cümlenizde. Teşekkürler yorumunuz için:)
SilTüm yazdıklarına neredeyse kendim yazmış kadar katılıyorum. Hayatımızı kaplayan sosyal medya mecralarından elimden geldikçe uzak duruyorum. Instagram'ı 1- 1,5 yıl önce bıraktım. Sadece arkadaşlarım önemli, bir bak derse arasıra belli bir şey için girip bakıyorum. Twitter hiç kullanmıyorum, çünkü orda kalemle yapılan işin gerçek dünyada pek bir yankısı olduğuna inanmıyorum. Tek sevdiğim sosyal medya mecrası bloglara ve nadiren de podcastler.
YanıtlaSilÇok önemli noktalara parmak basmışsın, kalemine sağlık :)
Teşekkür ederim. Evet bloglar en iyisi gerçekten de:)
Sil