Yunan Mitolojisinin üçüncü kısmındayız. Yunan mitolojisine göre hiçbir şey olmadan önce Kaos'un varlığından bahsettik. Yani kaos hiçbir şeyin, boşluğun adıydı. Sonra yoktan var olan Gaia'yı anlattım, Gaia'nın kendi kendine hamile kalıp dünyaya şekil vermesinde yardımcı olması için çocuklarıyla başından geçenleri ve ardından tanrıların savaşından bahsettim. Savaştan sonra herkese verilen görev dağılımıyla dünya şekillenmişti ve sırada dünyanın ilk canlılarını yaratılması var. Önceki kısımları okumak için: Yunan Mitolojisi
Prometheus ve Dünyanın İlk Canlıları
Dünya yaratıldıktan ve tanrıların savaşları sonrasında Olimpos Dağı'nın altında uzanan topraklar ıssız kaldı. Sonunda Zeus yaratmak için zamanın geldiğini karar verdi. Canavarlar yoktu artık dünyada, huzur kaplıydı her yanı. Prometheus ve Epimetheus'u çağırdı (Hatırlatma, Titanlıların çocuğu olup savaş gidişatında taraf değiştirmişlerdi. Prometheus'un anlamı ileriyi düşünen ve Epimetheus'un anlamı sonrasını düşünen idi. Prometheus kardeşler arasında daha mantıklı düşünendi, her zaman sonrası için plan yapardı, Epimetheus ise asla ilerisi için plan yapmazdı).
Zeus bu kardeşlere dünyanın ilk canlılarını -insanları ve hayvanları- yaratma görevini verdi. Çünkü Prometheus müthiş bir çömlekçi ve heykeltraş olmasının yanı sıra hayal gücü de oldukça genişti. Epimetheus ise abisine yardım etmekte çok hevesli olduğu için ona da bu görev verildi.
Prometheus işe koyuldu. Yeni yaratıklara kille basit görünümünü verdikten sonra yardım almak için bilgelik tanrıçası Athena'ya gitti. Athena'nın önerisi ise canlıların zaten toprak ve sudan oluşmuş olduğu için yaşam için sadece havanın eksik olduğuydu. Yeni şekillenen yaratıkların her birinin gökyüzüne doğru tutmasını tavsiye etti. Rüzgar onlara doğru estiğinde tüm yaratıklar can bulacaktı.
Prometheus Athena'nın yanındayken Epimetheus işini yapmaya devam etti. Yaratıcı güçlerini göstermekten zevk alıyordu bu yüzden Tüm farklı yaratıklara ilginç fiziksel özellikler verdi. Elementlerden korunmak için bazılarına kürk ve saç verdi. Kimilerine diş ve pençe verdi, böylelikle kolayca yiyecek bulabileceklerdi. Kimilerineyse güç ve hız verdi.
Prometheus, Epimetheus'un yanına geldiğinde kardeşinin yine düşünmeden hareket ettiğini gördü. Epimetheus, yeni hayvanlar için o kadar heyecanlıydı ki insanoğluna herhangi bir güç vermeyi unuttu. İnsanlar tamamen savunmasız ve güçsüzdüler. Prometheus hemen bu duruma el attı; onlara güç verdi ve diğer dünya canlıları arasında hayatta kalabilmelerini sağladı. Bu özellikler arasında; tanrılar gibi ayakta durabilmeleri, konuşma, inşa etme, okuma, yazma vardı. Üstüne ateşi ve ateşi nasıl kullanacaklarını da öğretmişti.
Fakat tanrılar Prometheus'a fazlasıyla kızdılar. Düşündüler ki insanlar fazla güçlüydü ve güçlerinin farkına varırlar ve tanrılarla rekabete girerler. Zeus bunun hemen durdurulmasını istedi. Prometheus'u da cezalandırdı. Onu Caucaus Dağları'nın en üst tepesine zincirledi. Her gün büyük bir kartal gelip onun Prometheus'un ciğerini söktü. Prometheus'un karaciğeri hergün yenilendi ve hiç ölmedi. Fakat işkencesi 30 yıl, Hercules gelip onu serbest bırakana kadar devam etti.
Zeus'un Prometheus'u cezalandırması intikam alma duygusunu beslemedi. İnsanoğlu için sonsuza kadar sürecek başka planları vardı...
***
IG: @kayipfisilti
Mitolojiye dair tüm yazılarımı görmek için: Mitoloji
Edebiyata dair tüm yazılarımı görmek için: Edebiyat
0 Yorum